Bu kitap Kudsi Erguner’in Ayrılık Çeşmesi kitabında olduğu gibi daha şahsî olarak kaleme alınmış, bir nevî biyografi kitabıdır. Süleyman Hoca babası
(Ulvi Erguner) ve dedesinin (Süleyman Erguner) hayatları ve müzisyen
kişiliklerini bu kitapta geniş bir biçimde anlatmıştır. Her iki neyzenin yetiştirdiği
talebeleri ve mûsıkîye katkılarını anlatmış ve pekçok fotoğraf ile belgeye
kitabında yer vermiştir. Kitap bizlere sâdece iki neyzene dâir değil, o döneme
dâir de pekçok bilgiyi aktarır. Dönemin ictimâî yapısı, insan ilişkileri, zevk ve
duyuşu, âile ve mahâlle ilişkilerine kadar pekçok tahlili kitapta bulabiliriz.
Süleyman Erguner’in özellile Özbekler Tekkesi ve tekkenin müdâvimleri
hakkında verdiği bilgilerle bir dönemin san’at ve mûsıkî zevkini öğreniyor,
tekke kültürü ve tekkelerin ‘’esas’’ işlevini bizzat orada bulunan bir insandan okuyoruz. Eski İstanbullu mûsıkî erbâbının gelenekselleştirmiş bir faaliyete
vücût verdiklerine yine bu kitapta rastlamaktayız. Müzisyen olsun olmasın,
mûsıkîye gönül vermiş kişilerin (ressam, şâir, edip, muâllim vb. toplumun her
kesiminden insan) evlerinin kapılarını mûsıkî meşk etmek için açtıklarını ve bu
faaliyetin haftada bir kere muhtelif kişilerin evlerinde tekrarlandığını görüyoruz.
Bu faaliyet Türk Mûsıkîsi’nin kısır bir döngüde olduğu zamanlarda var olanın
muhâfazası ve sürdürülmesi için çok elzem olmakla birlikte, bir nevî
konservatuar hâlini alan o toplantıların geleceğin büyük bestekâr ve
mûsıkîşinaslarının yetişmesinde çok büyük bir payı olduğunu anlamaktayız.
Genel mânâda Ergunerler’i ve o dönemdeki müzisyenleri, müzik çevrelerini
tanımak için bu kitabın okunmasını tavsiye etmekteyiz.